23 Ocak 2014 Perşembe

Türk Ağır Sanayinin Başladığı An



          Bu topraklar benim yurdum diyen herkes için çok anlamlı bir fotoğraf:
          
          Beyaz kıyafetiyle elinde meşale tutan genç kızın adı Fatma; Karabük'ün Öğlebeli köyünden. Yanındaki boynu kravatlı beyler dönemin siyasileri ve bürokratları, eli havada olan ise ustabaşı. Bir kaç saniye sonra Fatma meşaleyi yüksek fırının ağzına tutarken ustabaşı elini aşağı indirip fırına basınçlı hava verilecek, ateşlenen fırın büyük bir gürültüyle çalışmaya başlayacak, bacasından gri dumanlar çıkacak, fırının içine atılan Anadolu toprağı demir olup su gibi fırının ağzından akacak, üstüne işçilerin alın teri damlayıp çelik olacak, çelikten binalar, köprüler, raylar velhasıl sanayi ürünleri yapılacak ve ülke mamur olacak...

          1939'da çekilen bu fotoğrafı özel kılan sadece bunlar değil; Fatma köylü kızı; Anadolu'nun gerçek sahibi, kıyafetinin rengi beyaz; saf  ve temiz bir başlangıç için seçilebilecek en güzel renk, başı bürgülü (bürgü dolanarak örtülen baş örtüsü demektir) çalışan herkes gibi, fotoğraf karesinde sadece ilgililer var; ilgili-ilgisiz herkes orada değil ve fotoğrafı çeken de oldukça usta...

             Bugün çekilseydi nasıl olurdu derseniz; ilgili-ilgisiz herkes orada olurdu, orada olan çok sayıdaki kişi aynı anda fırını ateşlerdi, ancak köylü kızı Fatma orada olmazdı. Haksız mıyım?



Böyle başlamıştı; böyle oldu...