1 Ocak 2013 Salı

Galata Kulesi



Bizans kaynaklarının Büyük Burç, Ceneviz kaynaklarının ise İsa Kulesi olarak adlandırdıkları Galata Kulesi, tarihi 507 yılına kadar gitmekle birlikte, günümüzdekine yakın şekliyle 1348’de Cenevizliler tarafından inşa edilmiş, zamanla gördüğü depremler ve yangınlarla tahrip olmuş, yapılan onarımlar sayesinde ayakta kalabilmiştir.


Önce bu halde idi



Kulenin içi
Sultan II. Mahmut tarafından yeniden yaptırılan sivri külahının 1875’de fırtınadan uçup gitmesinden sonra tepesine iki küçük katçık ve bunların ortasına dikilen uzun bir bayrak direğiyle şekillenen Galata Kulesi uzun yıllar bu haliyle kalmıştır.




II. Mahmut tarafından yeniden yaptırılan sivri külah 














Külah uçtuktan sonra 

Buna karşılık, 1909’da Galata Kulesi’ne yeni bir şekil ve işlev kazandırmak isteyen mimar Aram Tahtaciyan tarafından hazırlanan projede; kulenin üstüne 40 metre yüksekliğinde demirden yapılmış büyük bir parça ilave edilmesi öngörülmüş, ilave edilen parçanın küre şeklinde bir kısım ile onun üstünde silindirik olarak yükselen ikinci bir kısımdan meydana gelmesi, silindir şeklindeki kısmın telefon ve telsiz telgrafla donatılarak, telgrafhane, rasathane ve yangın gözetleme amaçlı kullanılması, küre şeklindeki kısmın ise projeyi sunan işletmeciye tahsis edilmesi teklif edilmiştir. Teklif sahibi tarafından kulenin tepesine başta denizciler olmak üzere GMT (Greenwich Ortalama Zamanı) saat ayarına gereksinim duyanlara bilgi vermek üzere Vakit Küresi (Time Ball) takılması da önerilmiştir.


Bu hale gelmesi önerildi

Rasathane Müdürü ve ilgili diğer birimlerden katılanlardan oluşan bir komisyon uzun süre çalıştıktan sonra uygun görüş vermesine ve basın tarihimizin en uzun süreli yayınlarından biri olan Servet-i Fünun dergisi tarafından da övgüyle söz edilmesine rağmen bu proje gerçekleştirilememiştir. Buna karşılık, Paris’ten yapılan uluslararası saat ayarı yayınlarının alınması için Okmeydanı Telsiz İstasyonu görevlendirilmiş ve yurtdışından bir Vakit Küresi (time-ball) getirtilerek Kasımpaşa’daki Deniz Hastanesi’nin kulesine yerleştirilerek Mayıs 1915’ten itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Bu küre her gün öğle vaktine beş dakika kala kuledeki serene çekilmiş, tam öğle vakti de serenden düşürülmüştür. Vakit Küresi daha sonra Galata Kulesi’ndeki bayrak direğine yerleştirilerek kullanılmaya devam edilmiştir.


Önce bu hale getirilebildi 
(Tepesinde Vakit Küresi ile birlikte)

İleriki yıllarda ülkede radyo yayıncılığının gelişmesiyle birlikte bu uygulamadan vazgeçilmiş, 1967’de de kulenin tepesine yeni bir külah geçirilerek bugünkü halini almıştır.


Daha sonra da ilk haline benzetildi










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder