21 Şubat 2013 Perşembe

Fırat ve Dicle'de Nehir Taşımacılığı



          
         Yazıyı bulan, kara sabanı ve tekerleği ilk kullanan Sümerlerin hayvan derilerinden yapılma sallarla Dicle ve Fırat üzerinde taşımacılık yaparak çeşitli ürünlerin dağlık ve ovalık bölgeler arasında dağılımını sağladıkları; böylece bağımsız kalmayı tercih eden kentler arasındaki ilişkileri sürdürdükleri, yapılan bu taşımacılığın Mezopotamya’nın büyümesinde ve zenginleşmesinde önemli rol oynadığı ileri sürülmektedir. İÖ 700’e gelindiğinde ise hayvan derilerinden yapılma salların savaş arabalarını ve devasa inşaat taşlarını taşıyabilecek büyüklüğe ulaştığı Asur kabartmalarından anlaşılmaktadır.

Dicle ve Fırat’ın aşağı kısımlarındaki bataklıklardan topladıkları sazlardan sal yapıp taşımacılık yapan Sümerlerin oldukça erken dönemlerden itibaren denizlere açıldıklarına ilişkin çeşitli görüşler ortaya atılsa da, tarımla uğraşan köylülerin kendilerine yabancı olan denizden korktukları, dolayısıyla ilk dönemlerde sallarını akarsular üzerinde gezdirdiklerini belirtmek daha gerçekçi gözükmektedir. Buna karşılık, İÖ 3. binyılın sonlarından itibaren, sızıntılardan elde edilen ve inşaatlarda kullanılan bitüm (zift) yardımıyla izolasyonu sağlanabilen teknelerle, Dilmun (Bahreyn) ve Umman (eski Magan ve Neluhha) gibi ülkelere kadar gittiklerine ilişkin çeşitli kanıtlar bulunmaktadır.

Fırat için inşa edilen gemiler

        Fırat ve Dicle üzerindeki bu taşımacılık gelişerek devam etmiştir. Nitekim, Osmanlı arşivlerindeki 1552 tarihli Kanuni Sultan Süleyman’ın Halep beylerbeyine gönderdiği fermanda, Birecik'te 300 gemi yapılması, şehirde bulunan dört reis ve elli beş gemiciden istifade edilmesini emretmiş olduğu görülmektedir.

        1830’lu yılların başında İngilizlerin,  Fırat nehri üzerinde buharlı gemi işletmeciliği yapmak ve Hindistan’a alternatif başka bir yolla ulaşmak amacıyla bir fizibilite çalışması için Osmanlı Devletinden izin aldıkları da bilinmektedir. 1931 yılında alınan izin sonrası İngiliz Lynch şirketi 1840 yılında Birecik Tersanesinde Fırat (Eurphrates) ve Dicle(Tigris) isimli iki adet buharlı gemi inşaatını tamamlamış, Birecik Tersanesi de çok yakın zamana kadar mevcudiyetini devam ettirmiştir.



Birecik Tersanesi

           Nehir taşımacılığı 1862 yılında Fırat ve Dicle buharlı gemi şirketlerinin kurulması ile hız kazanmıştır. Filo yeni gemilerle takviye edilmesine rağmen, değişen siyasi konjonktür, Bağdat demiryolunun yapılması ve I. Dünya savaşından sonra Irak ve Suriye’nin Osmanlı Devletinin elinden çıkmasıyla nehir taşımacılığı önemini kaybetmiştir.





Fırat ve Dicle kıyısından Celal Güzelses ve Kazancı Bedih'in anısına saygıyla...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder